Varlıklar Arasındaki Yardımlaşma

Modül Temel Bilgileri

Modül (Alt Konu)

Varlıklar Arasındaki Yardımlaşma

Amaçlar

Kainattaki her bir varlık arasında yardımlaşma olduğunu açıklar. Mevcudat üzerindeki birlik mührünü kavrar. Kainattaki yardımlaşmanın Allah’ın emri ve izni dairesinde olabileceğini anlar.

Yöntem ve Teknik-Etkinlik

Kişileştirme, Drama Yazma canlandırma

Materyal ve Teknoloji

Kalem, Kağıt

İşleniş/Öğrenme-Öğretme Süreci

  • Etkinlik-1
    • “Dünya”, “Güneş”, “Kamer”, “gece”, “gündüz” “yaz” “kış” “ağaç” “bal arısı” kavramları tahtaya listelenir.
    • Öğrencilere “kişileştirme” etkinliği açıklanır. ("Ben Güneşim. Etrafımda gezegenler döner. Hepsine ışık ve ısı veririm......" )
    • Verilen kavramlarla ilgili bilgileri sanki kendilerini anlatıyorlarmış gibi yazmaları istenir.
    • Her kavram isteyen öğrenciler tarafından tahtada canlandırılır.
  • Etkinlik-2
    • Öğrenciler 4-5 kişilik gruplara ayrılır.
    • Öğrencilerden az önce yazdıkları kişileştirmeler doğrultusunda küçük skeçler yazmaları istenir.
    • Gruplar kendi aralarında görev dağılımı yapar.
    • Hazırlanmaları için öğrencilere 15 dakika süre verilir.
    • Öğrenciler hazırladıkları skeçleri canlandırır.
    • Skeçler değerlendirilir.

Ölçme ve Değerlendirme

-Toplu müzakere
Kainatta gerçekleşen olaylardan örnekler seçilir (Elmaların büyümesi, Arıların bal yapması...)
Öğrencilere bunların olabilmesi için hangi şartların gerektiği sorulur.
Cevaplar alındıktan sonra bunların tersi olsaydı ne olurdu diye sorulur.
Yine cevaplar alındıktan sonra,
“Bundan ne gibi bir sonuca varabiliriz?” sorusu öğrencilere yöneltilir, konu bir müddet müzakere edildikten sonra ders sonlanır.

İlişkili Metinler

Yedinci Lem’a

Bakınız: Aktâr-ı semavat ve arz sahifeleri üstünde hâtem-i ehadiyet göründüğü gibi, kâinatın hey’et-i mecmuasının büyük sahifesi üzerinde de pek vâzıh bir surette hâtem-i tevhid görünmektedir.

Evet, bu âlem pek muhteşem bir saray veya muntazam bir fabrika veya mükemmel bir şehirdir. Bu fabrika-i kâinatın eczası, efradı ve envâı, âlât ve edevatı arasında hakîmâne bir muarefe ve tanışmak ve dostâne bir mükâleme ve konuşmak ve pek kerîmâne bir muavenet ve yardımlaşmak vardır ki, kemal-i sür’atle pek uzun mesafelerden birbirinin savtını işitir ve ihtiyacını görür gibi derhal imdadına yetişir, ihtiyacını def’ eder.

Evet, semadaki ecram ve yıldızların birbirine ve arza verdikleri ziya, hararet, bilhassa arza yaptıkları sair yardımlarını görüyorsunuz. Ve keza, bulutla arz arasında cereyan eden su alışverişine bakınız ki, arz, suyu buhar şeklinde buluta veriyor, bulut da kendi fabrikalarında lâzım gelen ameliyatı yaptıktan sonra buz, kar, yağmur şeklinde iade ediyor. Sanki o câmid cirimler, lisan-ı halleriyle telsiz telgraf gibi birbiriyle konuşur ve yekdiğerine arz-ı ihtiyaç ediyorlar. Bilhassa bütün o ecram âdeta el ele vermiş gibi, kemal-i ciddiyetle zevi’l-hayata lâzım olan şeyleri tedarik etmek hizmetinde sa’y ediyorlar ve bir Müdebbir’in emrine bağlı olup bir gayeye teveccüh ediyorlar.

Evet, şu teavün kanununa ittibaen, şems, kamer, gece ve gündüz, yaz ve kış taraflarından yapılan yardımlar sayesinde, şu hayvanların erzakını yetiştiren nebatat izn-i İlâhî ile meydana gelir. Hayvanat da emr-i Rabbânî ile beşerin ihtiyacatını yerine getirir. Bal arısıyla ipek böceğinin insanlara yaptıkları yardımlar, bu davayı ispat eder.

Evet, bu gibi eşya-i câmidenin yekdiğerine yaptıkları şu yardımlar, pek aşikâr bir delildir ki, onlar kerîm bir Müdebbir’in hademesi ve amelesi olup Onun emriyle, izniyle iş görürler.

Sekizinci Lem’a

Gıda olarak mahlûkata, bilhassa hayvanata taksim edilen rızıklara dikkat lâzımdır ki, bu rızık vakt-i muayyeninde yetişir, vakt-i ihtiyaçta sevk edilir. Ve derece-i ihtiyaç nisbetinde yapılan sevkiyatta büyük bir intizam vardır. İşte bu umumî rızık hakkında görünen geniş ve muntazam rahmet ve inayetler, ancak her şeyin Mürebbîsi ve her şeyin Müdebbiri ve her şey yed-i teshirinde bulunan bir Zatın hâtem-i hassı olabilir.

Dokuzuncu Lem’a

Bakınız, âlem-i arz ve bütün cüz’iyat üstünde hâtem-i ehadiyet bulunduğu gibi, dağınık neviler ve muhit unsurlar üstünde de aynen o hâtem-i ehadiyet bulunur.

Evet, bir tarlaya tohum ekilmesinden anlaşılıyor ki, o tarla tohum sahibinin mülküdür. Ve o tohum da, o tarla sahibinin malıdır. Yani, o buna, bu da ona şehadet ediyorlar.

Kezalik, kâinattaki masnuat, tohum gibidir. Âlem ve anasır da tarla gibidir. Her iki tarafın lisan-ı halleriyle ettikleri şehadete göre, masnuatıyla âlem-i anasır, yani tohum ile tarla ve muhit ile muhat, hep bir Sâni-i Vâhid’in yed-i tasarrufundadır. Demek edna bir mahlûka yapılan tasarruf-u hakikî ve zayıf bir mevcuda edilen tevcih-i rububiyet, âlem ve anasır kabza-i tasarrufunda bulunan Zata mahsus olduğu gibi, herhangi bir unsurun da tedvir ve tedbiri, bütün hayvanat ve nebatatı kabza-i rububiyetinde tutup terbiye eden aynen o Zata mahsustur. İşte, hâtem-i tevhid dediğimiz budur.

Eğer bir şeye temellük etmeye niyetin varsa, meydana çık, kendini tecrübe et, bak ne söylüyorlar: En cüz’î bir ferd, “Ancak nev’imi yaratan beni yaratabilir” diyor. Çünkü efrad arasında misliyet vardır. Ve arzın her tarafında dağınık bir surette bulunan en küçük bir nevi, “Beni yaratabilen ancak arzı yaratandır” söylüyor. Arza bak, ne söylüyor: Sema ile aralarında alışverişi bulunduğu için, “Beni halk edebilen, ancak mecmu-u kâinatı halk eden Zattır” diyor. Çünkü aralarında tesanüd vardır.

(Mesnevî-i Nuriye, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, s. 27)

سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

Modülü İndir (PDF)

Modül_68.pdf
Size: 119,95 KB

Modül Değişiklik Önerisi Formu
Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Değişiklik Önerisi
Yüklemek için tıklayın veya dosyayı bu alana sürükleyin.
Varlıklar Arasındaki Yardımlaşma
Free
Seviye
Orta Seviye
Süre 40 dakika
Konu