Risale-i Nur Nasıl Bir Tefsirdir? – 2
Modül Temel Bilgileri
Modül (Alt Konu)
Amaçlar
Yöntem ve Teknik-Etkinlik
Materyal ve Teknoloji
İşleniş/Öğrenme-Öğretme Süreci
- Etkinlik-1
- Sınıfta genelde 2-4 ‘er kişilik gruplar oluşturulur.
- Her gruba öğrenci sayısınca kağıt (a4 ün 4 e bölünmüş hali) ve kalem verilir.
- Her katılımcı metinden bir risale-i nura ait bir özelliği yazar.
- Grup olarak yazılanlar metin üzerinden kontrol edilir.
- Hepsi bir kağıtta yazılarak toplanır.
- Grupça belirlenen özelliklerin sınıf panolarına asmaları istenir.
- Bütün gruplar panoya asılan listeleri inceleyerek eksik oldukları yerleri not etmeleri sağlanır.
Ölçme ve Değerlendirme
İlişkili Metinler
Risale-i Nur nedir ve nasıl bir tefsirdir?
Kur’ân’ın hakikatlerini müsbet ilim anlayışına uygun bir tarzda izah ve ispat eden Risale-i Nur Külliyatı, her insan için en mühim mesele olan “Ben neyim? Nereden geliyorum? Nereye gideceğim? Vazifem nedir? Bu mevcudat nereden gelip nereye gidiyorlar? Mahiyet ve hakikatleri nedir?” gibi suallerin cevabını vâzıh ve kat’î bir şekilde, çekici bir üslûp ve güzel bir ifade ile beyan edip ruh ve akılları tenvir ve tatmin ediyor.
Yirminci asrın Kur’ân felsefesi olan bu eserler, bir taraftan teknik, fen ve sanat olarak maddiyatı, diğer taraftan iman ve ahlâk olarak maneviyatı câmi’ ve hâvî olacak Türk medeniyetinin, sadece maddiyata dayanan sair medeniyetleri geride bırakacağını da ispat ve ilân etmektedir.
Ecdadımızın bir zamanlar kalplerinde yerleşen iman ve itikad cihetiyle zemin yüzünde yüz mislinden ziyade devletlere, milletlere karşı imanından gelen bir kahramanlıkla mukabele etmesi, İslâmiyet ve kemâlât-ı maneviyenin bayrağını Asya, Afrika ve yarı Avrupa’da gezdirmesi ve “Ölsem şehidim, öldürsem gaziyim” deyip ölümü gülerek karşılayarak müteselsil düşman hâdisâta karşı dayanması gibi milletçe medâr-ı iftihar âlî seciyemizin bugün biz gençlerde inkişafı, vatan ve millet menfaati bakımından ve istikbalimizin selâmeti noktasından ne derece elzem olduğu malûmdur. Mutlaka her hareket ve hizmette maddî bir ücret ve şahsî menfaatler mülâhaza etmek, Türk’ün millî tarihinin şeref ve haysiyeti ile kàbil-i telif olamaz. Bizler, ancak rıza-yı İlâhî için çalışıyoruz. Bizzat hizmetinde bulunmakla aldığımız telezzüz, kardeş ve vatandaşlarımıza, İslâmiyete ve insâniyete yardımda bulunabilmek mazhariyetinden gelen ebedî hayatımıza ait sürur ve ümit, bizim bu babda aldığımız ve alacağımız yegâne hakikî mukabele ve ücrettir.
(Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 699)
***
İnşaallah, Kur’ân’a ait mesâille iştigal, bir nevi manevî mütefekkirâne Kur’ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-i Kur’ân manaları risalelerin istinsah ve mütalâalarında vardır itikadındayız.
(Barla Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 257. Mektup, s. 376)
***
Biz Türk gençliğinin Risale-i Nur’a ihtiyacımız, kapalı zindanda kalmış bir kimsenin havaya ve zifiri karanlıkta bulunan bir adamın ziyaya ve çöldeki aç ve susuz kalmış bir insanın suya ve gıdaya ve denizde boğulmak üzere bulunan herhangi bir kimsenin cankurtaran gemisine olan ihtiyacından binler derece daha ziyadedir.
(Afyon Cezaevinde Mevkuf, Emirdağlı Mustafa Acet)
(Şualar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, s. 602)
***
Risale-i Nur’daki ekser muvazeneler, küfür ve dalâletin dünyadaki elîm ve ürkütücü neticelerini göstermekle, en muannid ve nefisperest insanları dahi o menhus, gayr-i meşru lezzetlerden ve sefahetlerden bir nefret verip, aklı başında olanları tevbeye sevk eder.
(Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2020, s. 232)