İman ve Küfrün Mahiyeti

Modül Temel Bilgileri

Modül (Alt Konu)

İman ve Küfrün Mahiyeti

Amaçlar

İmanda cennet lezzeti, küfür ve dalalette cehennem azabı olduğunu kavrar. Gençliği iffetle geçirdiğinde ebedî bir gençlik kazanacağını bilir.

Yöntem ve Teknik-Etkinlik

Drama, Bir Kelime de Sen Söyle

Materyal ve Teknoloji

İşleniş/Öğrenme-Öğretme Süreci

  • Etkinlik-1
    • Aşağıda oluşturulmuş drama metni katılımcı sayısına göre düzenlenip her katılımcı sayısına göre metin çoğaltılır.
    • Kaç kişiye rol verileceği belirlenir ve her öğrencinin adı belli olur..(katılımcı 1, katılımcı 2 gibi.)
    • İşleniş sırasında her katılımcının elinde metin bulunur ve herkes kendine gelen sırada rolünü okur.
    • Katılımcı 1:
      • Bir zaman, bir asker, meydan-ı harb ve imtihanda, kâr ve zarar deverânında pek müthiş bir vaziyete düşer.
      • Şöyle ki: Sağ ve sol iki tarafından dehşetli derin iki yara ile yaralı ve arkasında cesîm bir aslan ona saldırmak durduğunu görür.
      • Ve gözü önünde bir darağacı dikilmiş. Bütün sevdiklerini asıp mahvediyor.
      • Onu da bekliyor. Hem, bu hali ile beraber, uzun bir yolculuğu var, nefyediliyor.
      • O bîçare, şu dehşet içinde me’yusâne düşünürken,
    • Katılımcı 2: Sağ cihetten gelen kişiyi temsilen aşağıda ilgili yeri okur. (katılımcı sayısına göre aşağıdaki her bir öneriyi farklı bir katılımcı yapacak şekilde de palnalnabilir)
      • Me’yus olma! Sana iki tılsım verip öğreteceğim. Güzelce istimâl etsen, o aslan sana musahhar bir at olur. Hem, o darağacı sana keyif ve tenezzüh için hoş bir salıncağa döner.
      • Hem, sana iki ilâç vereceğim. Güzelce istimâl etsen, o iki müteaffin yaraların, iki güzel kokulu gül-ü Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm denilen latîf çiçeğe inkılâb ederler.
      • Hem, sana bir bilet vereceğim. Onunla, uçar gibi, bir senelik bir yolu bir günde kesersin. İşte, eğer inanmıyorsan, bir parça tecrübe et. Tâ doğru olduğunu anlayasın."
  •  
    • Katılımcı 3: Söylenenleri düşünme davranışları gösterir.
    • Katılımcı 4: Öğrenci 2’nin söylemiş olduğu şeyleri düşünür.
      • Evet, ben, yani şu bîçare Said dahi bunu tasdik ederim. Çünkü biraz tecrübe ettim, pek doğru gördüm.
    • Katılımcı 1: Bundan sonra birden gördü ki, sol cihetinden şeytan gibi dessas, ayyaş, aldatıcı bir adam çok zînetler, süslü sûretler, fantâziyeler, müskirler beraber olduğu halde geldi. Karşısında durdu. Ona dedi:
    • Katılımcı 5:"Hey arkadaş! Gel, gel. Beraber işret edip keyfedelim. Şu güzel kız suretlerine bakalım. Şu hoş şarkıları dinleyelim. Şu tatlı yemekleri yiyelim."
    • "Hâ, hâ, nedir ağzında gizli okuyorsun?"
    • Katılımcı 3: "Bir tılsım."
    • Katılımcı 5:""Bırak şu anlaşılmaz işi. Hazır keyfimizi bozmayalım. Hâ, şu ellerindeki nedir?"
    • Katılımcı 3: "Bir ilâç."
    • Katılımcı 5: "At şunu. Sağlamsın. Neyin var? Alkış zamanıdır. Hâ, şu beş nişanlı kâğıt nedir?"
    • Katılımcı 3:"Bir bilet. Bir tâyinât senedi."
    • Katılımcı 5: "Yırt bunları. Şu güzel bahar mevsiminde yolculuk bizim nemize lâzım" der.
    • Katılımcı: Her bir desîse ile onu iknâa çalışır. Hattâ o bîçare ona biraz meyleder. Evet, insan aldanır.
    • Katılımcı 4: Ben de öyle bir dessasa aldandım.
    • Katılımcı 1: Birden sağ cihetinden, ra’d gibi bir ses gelir.
    • Katılımcı 2: "Sakın aldanma! Ve o dessasa de ki: Eğer arkamdaki aslanı öldürüp, önümdeki darağacını kaldırıp, sağ ve solumdaki yaraları def’ edip peşimdeki yolculuğu men edecek bir çare sende varsa, bulursan; haydi yap, göster, görelim. Sonra de, ’Gel keyfedelim.’ Yoksa sus, hey sersem!’ Tâ Hızır gibi bu zât-ı semâvî dediğini desin."
    • Katılımcı 4: İşte ey gençliğinde gülmüş, şimdi güldüğüne ağlayan nefsim! Bil:
    • O bîçare asker ise, sensin ve insandır.
    • Ve o aslan ise eceldir.
    • Ve o darağacı ise, ölüm ve zevâl ve firâktır ki; gece gündüzün dönmesinde her dost vedâ eder, kaybolur.
    • Ve o iki yara ise; birisi, müz’ic ve hadsiz bir acz-i beşerî, diğeri elîm, nihayetsiz bir fakr-ı insanîdir.
    • Öğretici (katılımcı sayısı fazla ve rol sayısıo az olduğu durumlarda farklı gruplar oluşturup her grubun dramayı önce kendi içinde oynaması sonra bütün grupta birlikte sergilenmesi yapılabilir. Bu durumda grup içinde grup sekreteri öğretici rolünü oynar): Ve o nefy ve yolculuk ise, âlem-i ervâhtan, rahm-ı mâderden, sabâvetten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, Sırattan geçer bir uzun sefer-i imtihandır.
    • Ve o iki tılsım ise, Cenâb-ı Hakka imân ve âhirete imândır. Evet, şu kudsî tılsım ile ölüm, insan-ı mü’mini zindan-ı dünyadan bostan-ı Cinâna, huzur-u Rahmâna götüren bir musahhar at ve burak sûretini alır. Onun içindir ki, ölümün hakikatini gören kâmil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.
    • Drama etkinliği yukarıdaki rolleri üstlenenler tarafından gerçekleştirilir.
    • Drama sonunda da Drama etkinliğine katılan bütün öğrenciler:
    • Allah’ım, kalplerimizi imân ve Kur’ân nuruyla nurlandır. Allah’ım, bizi Sana muhtaç olduğumuzun şuuruyla zenginleştir; Senden müstağnî durma fakirliğine düşürme. Kendi güç ve kuvvetimizden teberrî ediyor, Senin havl ve kuvvetine sığınıyoruz. Bizi Sana tevekkül edenlerden kıl. Bizi nefsimizin eline bırakma. Bizi, koruyuculuğunla muhâfaza eyle. Bize ve erkek, kadın bütün müminlere merhamet et. Kulun, peygamberin, seçtiğin, dostun, mülkünün güzelliği, masnuâtının melîki ve sultanı, inâyetinin gözbebeği, hidâyetinin güneşi, hüccetinin lisânı, rahmetinin timsâli, mahlûkatının nuru, mevcudâtının şerefi, mahlûkatının çokluğu içinde birliğinin kandili, kâinat tılsımının keşşâfı, rubûbiyet saltanatının dellâlı, hoşnut olduğun şeylerin tebliğ edicisi, gizli isimlerinin tanıtıcısı, kullarının muallimi, âyetlerinin tercümânı, rubûbiyet güzelliğinin aynası, şuhud ve işhâdının medârı, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habîbin ve resûlün olan Efendimiz Muhammed’e, onun bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer peygamber ve resûllere, melâike-i mukarrebîne ve sâlih kullarına salât ve selâm eyle. âmin.
  •  
  •  Yukarıdaki duayı yaparak etkinlik sonlandırılır.
  •  
  • Not: 5 kişiye göre kurgulanmıştır. Kalabalık gruplarda uygulanmak istenirse yazılan roller üzerinde değişiklik yapılabilir.

Ölçme ve Değerlendirme

  • Sen De Bir Cümle Ekle” Etkinliği gruplar halinde yapılır.
  • Her katılımcı gençliği iffetle geçirmeyi ifade eden bir cümle söyler, sekreter bu cümleleri arka arkaya yazar.
  • İlk cümleden sonraki cümleyi söyleyen birinci cümleye uygun ve davamı olacak şekilde cümle söylemesi istenir.
  • Yazılan cümlelerden oluşan metin katılımcılarla paylaşılır.
  • İlişkili Metinler

    Kur’ân-ı Hakîm’in sırr-ı i’cazıyla hakikî bir tefsiri olan Risale-i Nur, bu dünyada bir manevî cehennemi dalâlette gösterdiği gibi; imanda dahi bu dünyada manevî bir cennet bulunduğunu ispat ediyor. Ve günahların ve fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde manevî elîm elemleri gösterip, hasenat ve güzel hasletlerde ve hakaik-ı şeriatın amelinde Cennet lezâizi gibi manevî lezzetler bulunduğunu ispat ediyor. Sefahet ehlini ve dalâlete düşenlerini o cihetle –aklı başında olanlarını– kurtarıyor. Çünkü bu zamanda iki dehşetli hal var:

    Birincisi: Akıbeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyat-ı insaniye, akıl ve fikre galebe ettiğinden, ehl-i sefaheti sefahetinden kurtarmanın yegâne çaresi, aynı lezzetinde elemini gösterip, hissini mağlup etmektir. Ve  [1]يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا ayetinin işaretiyle bu zamanda ahiretin elmas gibi nimetlerini, lezzetlerini bildiği halde, dünyevî kırılacak şişe parçalarını ona tercih etmek, ehl-i iman iken ehl-i dalâlete o hubb-u dünya ve o sır için tâbi olmak tehlikesinden kurtarmanın çare-i yegânesi, dünyada dahi Cehennem azabını ve elemlerini göstermekle olur ki Risale-i Nur o meslekten gidiyor.

    Yoksa bu zamandaki küfr-ü mutlakın ve fenden gelen dalâletin ve sefahetten gelen tiryakiliğin inadı karşısında, Cenab-ı Hakkı tanıttırdıktan sonra ve Cehennemin vücudunu ispat ile ve onun azabı ile insanları fenalıktan, seyyiattan vazgeçirmek; ondan belki yirmiden birisi ders alabilir. Ders aldıktan sonra da “Cenab-ı Hak Gafuru’r-Rahîm’dir; hem Cehennem pek uzaktır” der, sefahetine devam edebilir; kalbi, ruhu hissiyatına mağlup olur.

    İşte Risale-i Nur’daki ekser muvazeneler, küfür ve dalâletin dünyadaki elîm ve ürkütücü neticelerini göstermekle en muannid ve nefisperest insanları dahi o menhus gayr-i meşru lezzetlerden ve sefahetlerden bir nefret verip, aklı başında olanları tevbeye sevk eder.

    O muvazenelerden Altıncı, Yedinci, Sekizinci Söz’lerdeki küçük muvazeneler ve Otuz İkinci Söz’ün Üçüncü Mevkıfı’ndaki uzun muvazene, en sefih ve dalâlette giden adamı da ürkütüyor, dersini kabul ettiriyor.

    (İman ve Küfür Muvazeneleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 15)
    ***

    Beşinci Mesele

    Gençlik Rehberi’nde izah edildiği gibi, gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat’iyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fânî ve geçici gençliğini iffetle hayrata, istikamet dairesinde sarf etse, onunla ebedî bâkî bir gençliği kazanacağını bütün semavî fermanlar müjde veriyorlar. Eğer sefahete sarf etse, nasıl ki bir dakika hiddet yüzünden bir katl milyonlar dakika hapis cezasını çektirir; öyle de, gayr-i meşru dairedeki gençlik keyifleri ve lezzetleri, ahiret mes’uliyetinden ve kabir azabından ve zevalinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücazatlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübe ile tasdik eder.

    Meselâ, haram sevmekte bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele görmemek elemi gibi çok arızalar ile, o cüz’î lezzet zehirli bir bal hükmüne geçer. Ve o gençliğin sû-i istimali ile gelen hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere ve kalp ve ruhun gıdasızlık ve vazifesizliğinden neş’et eden sıkıntılarla meyhanelere, sefahethanelere veya mezaristana düşeceklerini bilmek istersen, git hastahanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor! Elbette ekseriyetle, gençlerin gençliğinin sû-i istimalinden ve taşkınlıklarından ve gayr-i meşru keyiflerin cezası olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve ağlamalar ve esefler işiteceksin.

    Eğer istikamet dairesinde gitse gençlik gayet şirin ve güzel bir nimet-i İlâhiye ve tatlı ve kuvvetli bir vasıta-i hayrat olarak ahirette gayet parlak ve bâkî bir gençlik netice vereceğini, başta Kur’ân olarak çok kat’î âyâtıyla bütün semavî kitaplar ve fermanlar haber verip müjde ediyorlar.

    Madem hakikat budur ve madem helâl dairesi keyfe kâfidir ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazen bir sene ve on sene hapis cezasını çektirir. Elbette gençlik nimetine bir şükür olarak o tatlı nimeti iffette, istikamette sarf etmek lâzım ve elzemdir.

    (Şualar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, s. 228)

    [1] Onlar dünya hayatını seve seve âhirete tercih ederler… (İbrahim Suresi: 3.)

    سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

    Modülü İndir (PDF)

    Modül_94.pdf
    Size: 244,81 KB

    Modül Değişiklik Önerisi Formu
    Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
    Değişiklik Önerisi
    Yüklemek için tıklayın veya dosyayı bu alana sürükleyin.
    İman ve Küfrün Mahiyeti
    Free
    Seviye
    Orta Seviye
    Süre 40 dakika