Tenkidin Usul ve Esasları

Modül Temel Bilgileri

Modül (Alt Konu)

Tenkidin Usul ve Esasları

Amaçlar

Tenkidin ne olduğunu bilir. Tenkidin usul ve esaslarını kavrar.

Yöntem ve Teknik-Etkinlik

Sınıflama, Tereyağı-Ekmek

Materyal ve Teknoloji

Kağıt kalem

İşleniş/Öğrenme-Öğretme Süreci

  • Etkinlik-1
    • Katılımcılar 2 gruba ayrılır.
    • Birinci grup Tenkidin “şahsa” zararları ike şahsi maneviye zararlarını ayrı ayrı maddelemeleri istenir.
    • Diğer gruptan, saiki nefret olan tenkit’in özellikler ile
    • saiki şefkat olan tenkit’in özellikleri ayrı ayrı maddeler halinde istenir istenir.
    • Çalışma gruplar arasında değiştirilir.
    • Aynı maddelerin var olup olmadığı tespit edilir.
    • Eklenmesi gereken varsa eklenir.
  • Etknlik-2
    • Sınıf 5’er kişilik gruplara ayrılır.
    • Öğrenciler “Tenkitten nasıl korunabiliriz ?” sorusu üzerine öncelikle bireysel olarak fikir üretirler.
    • Üretilen fikirler grup halinde tartışılır.
    • Öğrencilerin yaptığı çıkarımları sınıfa sunmaları sağlanır.

Ölçme ve Değerlendirme

Birinci etkinlikle ilgili sonuçlar paylaşılır.

İlişkili Metinler

SAİK-İ TENKİD NE OLMALIDIR?

Suâl: Tenkidi nasıl görüyorsun? Hususan umûr-u diniyede…

Cevap: Tenkidin sâikı ya nefretin teşeffîsidir veya şefkatin tatminidir. (Dostun veya düşmanın ayıbını görmek gibi.)

Sıhhat ve fesada muhtemel bir şeyde kabule temayül ve tercih şefkatten; redde temayül ve tercih –vesvese olmazsa– nefretten geldiğine ayardır.

وَعَيْنُ الرِّضَا عَنْ كُلِّ عَيْبٍ كَل۪يلَةٌ ۝

[1]وَلٰكِنَّ عَيْنَ السُّخْطِ تُبْدِى الْمَسَاوِيَا

Sâik-ı tenkit, aşk-ı hak ve arzu-yu tenzih-i hakikat olmalı. (Selef-i Salihînin tenkitleri gibi.)

(Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2020, s. 416)

***

İslâm’a Yakışan Hudabinâne İnsaftır, Hodbinâne Tenkit Değil!

En müthiş marazımız, hem manevî musibet, cerbeze ve gurura dayanan şu tenkittir. O tenkidi işleten, ger insafın eliyse,

Hakikati rendeçler. Ger o tenkidi gurur istihdam etse, tahrip eder, parçalar.

(Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2020, s. 547)

***

TENKİD ETMEDE HADD-İ VASAT

İkinci Düsturunuz: Bu hizmet-i Kur’âniyede bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek ve onların üstünde faziletfüruşluk nev’inden gıpta damarını tahrik etmemektir.

(Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, s. 275)

***

İKİ TÜRLÜ HUKUK

Nasıl “hukuk-u şahsiye” ve bir nevi “hukukullah” sayılan “hukuk-u umumiye” namıyla iki nevi hukuk var…

(Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 468)

***

“HUKUK-U UMUMIYE”YE TAALLUK EDEN MESELELERDE TENKİD

Hakkın hatırını kırmayacağım, hakikati söyleyeceğim. Zira, hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez. Kimin hatırı kırılırsa kırılsın, yalnız hak sağ olsun.

(Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2020, s. 132)

***

Biliniz kardeşlerim ve ders arkadaşlarım:

Benim hatamı gördüğünüz vakit, serbestçe bana söyleseniz mesrur olacağım. Hatta başıma vursanız, “Allah razı olsun” diyeceğim. Hakkın hatırını muhafaza için, başka hatırlara bakılmaz. Nefs-i emmarenin enaniyeti hesabına, Hakkın hatırı olan bilmediğim bir hakikati, müdafaa değil, ale’r-re’si ve’l-ayn kabul ederim.

(Barla Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 131. Mektup, s. 171)

***

Kendi hakkından vazgeçse hakkı var; yoksa başkaların hukukunu çiğneyen canilere afüvkârâne bakmaya hakkı yoktur, zulme şerik olur.

(Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 18. Mektup, s. 48)

***

“HUKUK-U ŞAHSİYE”YE TAALLUK EDEN MESELELERDE TENKİD

Nefsime dedim: Eğer onun tahkiri ve beyan ettiği kusurlar, şahsıma ve nefsime ait ise, Allah ondan razı olsun ki benim nefsimin ayıplarını söyler. Eğer doğru söylemiş ise, beni nefsimin terbiyesine sevk eder ve gururdan beni kurtarmaya yardımdır. Eğer yalan söylemiş ise, beni riyâdan ve riyânın esası olan şöhret-i kâzibeden kurtarmaya yardımdır. Evet, ben nefsim ile musalâha etmemişim. Çünkü terbiye etmemişim. Benim boynumda veya koynumda bir akrep bulunduğunu biri söylese veya gösterse, ondan darılmak değil, belki memnun olmak lâzım gelir.

(Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 79)

***

Çünkü bu zamanda enaniyet çok ileri gitmiş. Herkes kameti miktarında bir buz parçası olan enaniyetini eritmeyip bozmuyor, kendini mazur biliyor; ondan niza’ çıkıyor. Ehl-i hak zarar eder; ehl-i dalâlet istifade ediyor.

(Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 113. Mektup, s. 203)

***

Kardeşlerim!

Gaflet ve dünyaperestlikten çıkan dehşetli bir enaniyet, bu zamanda hükmediyor. Onun için ehl-i hakikat, hatta meşru bir tarzda dahi olsa, enaniyetten, hodfüruşluktan vazgeçmeleri lâzım olduğundan, Risale-i Nur’un hakikî şakirdleri, buz parçası olan enaniyetlerini şahs-ı manevîde ve havz-ı müşterekte erittiklerinden, inşaallah bu fırtınada sarsılmayacaklar.

Evet, münafıkların ehemmiyetli ve tecrübeli bir plânı, böyle her biri birer zabit, birer hâkim hükmündeki eşhası, müşterek bir meselede böyle kaçınmak ve birbirini tenkit etmek asabiyetini veren sıkıntılı yerlerde toplattırır, boğuşturur, manevî kuvvetlerini dağıttırır. Sonra, kuvvetini kaybedenleri kolayca tokatlar, vurur. Risale-i Nur Şakirdleri, hıllet ve uhuvvet ve fenâfi’l-ihvan mesleğinde gittiklerinden, inşaallah bu tecrübeli ve münafıkane plânı da akim bırakacaklar.

(Şualar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, s. 349)

***

Nefis ve şeytan, sizi kardeşinize karşı itiraza ve haklı olarak tenkide sevk ettiği vakit deyiniz ki: “Biz, değil böyle cüz’î hukukumuzu, belki hayatımızı ve haysiyetimizi ve dünyevî saadetimizi, Risale-i Nur’un en kuvvetli râbıtası olan tesanüde feda etmeye mükellefiz. O bize kazandırdığı netice itibarıyla, dünyaya, enaniyete ait her şeyi feda etmek vazifemizdir” deyip, nefsinizi susturunuz.

(Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 141. Mektup, s. 243)

***

Sakın birbirinizden gücenmeyiniz ve tenkit etmeyiniz. Yoksa az bir zaaf gösterseniz, ehl-i nifak istifade edip, sizlere büyük zarar verebilirler. Derd-i maişet zaruretine karşı iktisat ve kanaatle mukabele etmeye zaruret var. Menfaat-i dünyeviye, çok ehl-i hakikati, ehl-i tarikati dahi bir nevi rekabete sevk ettiği için endişe ederim. Risale-i Nur Şakirdleri içinde şimdiye kadar bu cihet onları zedelememiş; inşaallah yine zedelemez. Fakat herkes bir ahlâkta olamaz. Bazıları, meşru dairede rahatını istese de itiraz edilmemeli.

(Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 134. Mektup, s. 231)

***

Binler teessüf ki şimdi müthiş yılanların hücumuna maruz bîçare ehl-i ilim ve ehl-i diyanet, sineklerin ısırması gibi cüz’î kusuratı bahane ederek, birbirine tenkitle, yılanların ve zındık münafıkların tahribatlarına ve kendilerini onların eliyle öldürmesine yardım ediyorlar.

(Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 152. Mektup, s. 255)

***

Risale-i Nur’un hatırı için Risale-i Nur Şakirdlerinin mâbeynindeki tefânî, birbirini tenkit etmemek, kusurunu affetmek düsturu ile bu iki kardeşim, dünyevî ve cüz’î ve hissî şeyleri medar-ı münakaşa etmesinler.

(Emirdağ Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2021, 52. Mektup, s. 120)

***

Kardeşlerimden rica ederim ki: Sıkıntı veya ruh darlığından veya titizlikten veya nefis ve şeytanın desiselerine kapılmaktan veya şuursuzluktan arkadaşlardan sudûr eden fena ve çirkin sözleriyle birbirine küsmesinler ve “Haysiyetime dokundu” demesinler. Ben, o fena sözleri kendime alıyorum. Damarınıza dokunmasın. Bin haysiyetim olsa, kardeşlerimin mabeynindeki muhabbete ve samimiyete feda ederim.

(Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, s. 444)

***

Sakın birbirinize tenkit kapısını açmayınız. Tenkit edilecek şeyler kardeşlerinizden hariç dairelerde çok var.

(Barla Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 120. Mektup, s. 157)

***

UMUMİ MESELELERDE TENKİDİN SINIRI

Muhâli talep etmek, kendine fenalık etmektir.

(Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2020, s. 175)

***

Ehakkı aramakla, bazen hakkı da kaybeder. Hakta ittifak, ehakta ihtilâf olduğundan, bence çok defa hak, ehaktan ehaktır. Ehakkın müddet-i taharrîsi zamanında, bâtılın vücuduna bir nevi müsamaha var. Yani, bazen hasen, ahsenden ahsendir.

(Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2020, s. 416)

***

TENKİD ELZEM OLDUĞUNDA USÜL NASIL OLMALIDIR?

Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir:

Birisi: Şekva suretinde, bir vazifedar adama der; tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın. [hukuk-u şahsiye]

Birisi de: Bir adam onunla teşrik-i mesai etmek ister, seninle meşveret eder. Sen de sırf maslahat için, garazsız olarak, meşveretin hakkını eda etmek için desen: “Onun ile teşrik-i mesai etme. Çünkü zarar göreceksin.” [hukuk-u umumiye]

(Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 325)

***

Sakın, dikkat ediniz! İhtilâf-ı meşrebinizden ve zaif damarlarınızdan ve derd-i maişet zaruretinizden ehl-i dalâlet istifade edip birbirinizi tenkit ettirmeye meydan vermeyiniz. Meşveret-i şer’iye ile reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz. İhlâs Risalesinin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa az bir ihtilâf, bu vakitte Risale-i Nur’a büyük bir zarar verebilir.

(Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 144. Mektup, s. 245)

***

Medâr-ı niza’ bir mesele varsa meşveret ediniz. Çok sıkı tutmayınız. Herkes bir meşrebde olmaz. Müsamaha ile birbirine bakmak, şimdi elzemdir.

(Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, 141. Mektup, s. 243)

[1] Tarafgirlikle ve dostça bakan hiçbir ayıbı göremez. Lâkin her şeye düşmanca bakan tüm kötülükleri açığa vurur. (Divanü’ş-Şafiî: 120; Mâverdî, Edebü’d-Dünya ve’d-Din: 57.)

سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

Modülü İndir (PDF)

Modül_64.pdf
Size: 177,03 KB

Modül Değişiklik Önerisi Formu
Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Değişiklik Önerisi
Yüklemek için tıklayın veya dosyayı bu alana sürükleyin.
Tenkidin Usul ve Esasları
Free
Seviye
Orta Seviye
Süre 40 dakika
Konu