İmanın Mahiyeti
Modül Temel Bilgileri
Modül (Alt Konu)
Amaçlar
Yöntem ve Teknik-Etkinlik
Materyal ve Teknoloji
İşleniş/Öğrenme-Öğretme Süreci
- Öğrenme ve öğretme sürecinin ilk kısmında ilişkili metinler okutulur ve ilk konu amacı olan iman kavramı hakkında konuşmak üzere vızıltı grupları oluşturulur.
- Vızıltı grupları:
- VIZILTI GRUPLARI TEKNİĞİ
- Öğretmenin ders sunumundan sonra kullanılan kısa süreli tartışma gruplarıdır. Amacı üretkenliği geliştirmektir.
- Grupların öğrenci sayısı kadar konuşma süresi ile sınırlandığı tartışmadır (Vızıltı 22 = 2 öğrenci
- 2’şer dakika, Vızıltı 33 = 3 öğrenci 3’er dakika).
- Tartışma süresi 4 ile 36 dakika arasında sürebilir.
- Konu gruplar içinde sessizce tartışılıp sonuca varıldıktan sonra grup liderleri, sonuçları öğretmene
- ve sınıfa yazılı veya sözlü olarak bildirilir.
- Sözlü etkileşim en üst düzeydedir.
- Öğrenciler tartışma kurallarını, başkalarının düşüncelerine saygı duymayı ve dinlemeyi öğrenirler.
- Daha sonra ikinci konu kazanımına yönelik olarak “iman etmek ve inkar etmemek kavramlarının farkını” ifade edebilmek için Benzerlikler ve Farklılıklar adlı teknik kullanılır.
- Benzerlikler Farklılıklar
- Birbirine karışan kavramların olduğu kazanım durumlarında etkili olarak kullanılır. Bunu yaparken benzerlik listesi/tablosu ve farklılık listesi/ tablosu ayrı ayrı oluşturulur.
- Örnek:
- Öğrenciler 4-5 kişilik gruplara ayrılır. Tek grup da olabilir.
- Gruplara ilişkili metinlerden araştırarak “inkar etmemek” ve “iman etmek” isimlerinin benzerlik ve farklılıklarını bulmaları istenir.
- Gruplar benzerlik ve farklılıkları listelerler.
- Gruplar yazdıklarını uygun yollarla paylaşırlar. Sunum, pano vb.
Ölçme ve Değerlendirme
İlişkili Metinler
﷽
İMAN NEDİR?
İman, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın tebliğ ettiği zaruriyat-ı diniyeyi tafsilen ve zaruriyatın gayrisini icmalen tasdik etmekten hâsıl olan bir nurdur.
[…]
İman, Sa’d-ı Taftazânî’nin tefsirine göre, “Cenab-ı Hakkın, istediği kulunun kalbine, cüz-i ihtiyârının sarfından sonra ilkà ettiği bir nurdur” denilmiştir.
Öyle ise iman, Şems-i Ezelî’den vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve bir şuadır ki, vicdanın iç yüzünü tamamıyla ışıklandırır. Ve bu sayede, bütün kâinatla bir ünsiyet, bir emniyet peyda olur ve her şeyle kesb-i muarefe eder. Ve insanın kalbinde öyle bir kuvve-i maneviye husule gelir ki, insan, o kuvvetle her musibete, her hâdiseye karşı mukavemet edebilir. Ve öyle bir vüs’at ve genişlik verir ki, insan o vüs’atle geçmiş ve gelecek zamanları yutabilir.
Ve keza, iman, Şems-i Ezelî’den ihsan edilmiş bir nur olduğu gibi, saadet-i ebediyeden de bir parıltıdır. Ve o parıltı ile, vicdanında bulunan bütün emel ve istidatlarının tohumları, bir Şecere-i Tuba gibi, neşv ü nemaya başlar, ebed memleketine doğru hareket eder, gider.
(İşârâtü’l-İ’câz, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2022, s. 273)
***
“Bütün ilimlerin ve marifetlerin ve kemâlât-ı insaniyenin en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikîden gelen tafsilî ve bürhanlı marifet-i kudsiyedir” diye ehl-i hakikat ittifak etmişler.
(Emirdağ Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2021, 62. Mektup, s. 134)
***
İman insanı Sâni-i Zülcelâl’ine nisbet ediyor. İman bir intisâbdır. Öyle ise, insan iman ile insanda tezahür eden sanat-ı İlâhiye ve nukuş-u esma-i Rabbaniye itibarıyla bir kıymet alır. Küfür, o nisbeti kat’ eder. O kat’dan sanat-ı Rabbaniye gizlenir, kıymeti dahi yalnız madde itibarıyla olur.
(Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 347)
سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ